5 Ağustos 2011 Cuma

Canlılık



Bir insanda canlılık belirtileri olmalı. Muzurluğu kovalayan bir surat. Ciddiyken ciddi ama gayri ciddi olma firsatlarını kovalayan. Recep İvedik’in dediği gibi “içindeki çocuğu öldürmemiş muhafazasındayım”.

Çocuk yönünüzün bilgelik, öte tarafla bağlantı, yaratıcılık gibi yönlerinizi kontrol ettiğini nereden bilecektiniz.

Bir düşünün çevrenizdeki insanları, buna göre bir değerlendirin. Ben diyorum ki o salak dediğiniz insanlar çok daha mutlu, ve daha yaratıcı.

Özgünlük? Kafasına göre takılma, kimseye benzememe? Özgünken, kafana göre takılıyorken, iddiasına girerim hiç bir hinlik düşünmüyor, hiç bir üzüntünü hatırlamiyor, hiç bir olumsuz duygu hissetmiyorsun. Çünkü neye dikkat ediyorsan onun farkındasın, o an sezgisel bir şekilde içinden geldiği gibi davranırken içindeki öz ile birleşiyorsun, bu seni mutlu ediyor. Aslında tek yaptığın o an kolaylıkla endişelere dikkat edebilecekken kolaylıkla içinden geleni de engellemeyebiliceğin. Engel korku, kabul vs. türlü isimler alabilir. Sadece ötekine değil de buna dikkat etmeyi seçmek, bu aynı zamanda dramatik bir olay içerisindeki komik durumları farketmektir. Cem Yılmaz bunu yapıyor, aklında kalıyor ve sonra kendine has bir şekilde hepimizin bildiği o anı bize geri anlatıyor ve bu onu en çok aranılan, görmek istenen ve dolayısıyla çok zengin yapıyor. Bana sorarsanız onun asıl zenginliği o anlarda kendi eğlenmiş olması, çocuk gibi olması, parasızken de muhtemelen aşağı yukarı aynı oranda mutlu olması ve istediği şekilde davranıp istediği şeyi yapmaktan korkmuyor olması. Hepimizin hayali... Bizi kendine çekiyor. Özü bizi çekiyor.

Onun farkı ne? Muhtemelen annesi ve ya babasından öğrendi hayatı böyle görmeyi, kimsenin çok istediği ve göremediği şekilde.

Ramtha’nın söylediği gibi bir el, bir kova ve kovanın içinde su var. El yukarısı, kova ebeveyn, sorumluluk sahibi, koruyucu yön ve işi suyu bir yerden bir yere güvenlice dökmeden götürmek. Su ise, asıl iş, taşınması gereken, çocuk yönümüz, tanrısal kısmımız. Bazen taşan.. Ve illaki bir kovaya ihtiyaç duyan. Fakat asıl işe dikkat.

Canlı olmak Osho’nun da dediği gibi başlı başına risklidir, hep ölme riskin var, son ana kadar. Ve öldüğünde artık hiç bir risk yok. Özgürlük. Her ne kadar çok korkulsa da. Risk almaktır bu sebeple hayat, canlılık burada.

Dolayısıyla yukarıda bahsettiğim iki yarı canlılık ve ölülüğü temsil ediyor, çevrenizde yok mu çoktan ölmüş insanlar.

Hiç yorum yok: