2 Ağustos 2011 Salı

Yasak


Onlara hiçbir ahlaki, kültürel ve dini sebeple bir şeyleri yasaklamayın, çünkü suç yasağı dünyayı bir cehenneme çevirecek, bastırılmış cinsellik aşırı merakı, paketteki sigara öldürür resmi kanserleri ve ölümü, uyuşturucu yasağı uyuşturucu toplumunu getirecek. Getirdi.

İyi ki cinayet bir suç, dünyanın her yanı cinayet. En büyük cinayet aç bırakmak. Afrikada her gün binlerce insan sırf kapitalizmin arzusu yönünde ürün üretemediler ve dolayısıyla iş yapamadıkları için dünya nimetlerinden bir bardak suyu dahi alamıyorlar. Bu bir cinayettir, en sessizi ve en acılısı, en dikkat çekmeyeni, en normali, en toplusu, en sistematiği, en uzun zamana yayılmışı, en sinsisi, en insanlık dışı olanı... Yoruldum gerisini siz bulun. Ve cinayet yani bir adamın öfke ve alkolle bir başka adamı öldürmesi bir suç. En azından öldüren ve öldürülen birbirinin suratına bakıyor, kendi işini kendi yapıyor ve biri sonradan suçlu hissedecek. Halbuki öte yandan o diğer insancıklar sırf kapitalizm kafasında işe yaramaz oldukları ve köle dahi olamadıkları için bu toprağın suyundan ekmeğinden pay alamıyorlar, uçağa falan binip dünyanın öteki tarafını gezip ruhlarını zenginleştiremiyorlar, bilgi, yemek ve sağlıktan hiç bahsetmiyorum. Neden? Parası yok. Ama ben şahsen bu zamana kadar Afrikalıları inandığım Unicefe emanet edip içimi rahatlatmıştım...

Binlercesini öldüren sırf tvde öyle dediler diye %50’nin üstünde destek ve takdir dahi alabilir. Milyonlarcasını öldüren yine tvde “ama bu terorizm” deyip bizi korkutup bizi koruduğuna bizi inandırabilir. Ve biz milyon misli az suçluya çullanırız halbu ki o rehabilite edilebilir, pişman, dünyanın eko dengesini bozmadı, topluca ruh halini bozmadı, toplam hissedilen korkuyu arttırmadı ve özünde halen iyi.

Neyi niçin yaptığımızı bilmeden toplu hipnozdayız. İçinizdeki stresin sebebi neredeyse hiç bir şeyi neden yaptığınızı bilmemenizden kaynaklanıyor. Bir hikaye duymuştum, hatırladığım kadarıyla; bir dini büyük bir cihatta karşı orduyu yeniyor ve kralı ve ya artık neyse yakalıyor ve boynuna kılıcı dayıyor tanrı adına öldürmek üzere. Ölen diğerinin suratına tükürüyor ve galip de kılıcını çekip gidiyor. Adam “niye beni öldürmedin?” diyor, galip te “seni tanrı adına öldürecektim ama şimdi öldürürsem öfkem yüzünden öldürmüş olacağım.”

Amsterdam’da uyuşturucu serbesttir ve turistler bol bol uyuşturucu içer, halbuki halk neredeyse hiç içmez. Onlar için cazibesini yitirmiştir.

Cinsel tabular vajinusmu, erken boşalmayı ve abuk subuk cinsel hayatlar getirir.

Bir çocuğa neyi yasaklarsanız, onu yapacaktır. Her neye direç oluşturursanız ki bu “olamaz” demektir, “yasak” demektir, aslına bakarsanız “kötü” demektir size yapışır ve sizi bir daha da terketmez. Bu mor fil düşünme denen bir kişinin mor filden başka bir şey düşünemez olması kadar basittir. Özgürlük durumu ise dinginlik, kendini kontrol, bir şeyleri sadece istediği için yapma, ve o iç stresten kalıcı kurtulma demek. Fakat aksi durumda yasaklayana, yasaklar delineceği için çok zor gelecek ve yasaklananın da tüm dikkatini oraya çekeceği için gereksiz tutulma, yaşanabilecek milyon tane harika olaydan tutulma sebebiyle uzak kalma demek olacak. Neye dikkat ediyorsam onun farkındayım. Yasaklar dikkat çeker...

Hiç yorum yok: